İLKE Vakfı'ndan 2024 Türkiye ekonomisi raporu

İLKE Vakfı'ndan 2024 Türkiye ekonomisi raporu

İLKE Vakfı çatısı altında faaliyet gösteren İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), Türkiye ekonomisinin son bir yıllık seyrini ele alan "İktisat İzleme Raporu 2024: Türkiye Ekonomisinin Görünümü" başlıklı çalışmasını kamuoyuyla paylaştı. Rapora ilişkin tanıtım toplantısı, 27 Mayıs 2025’te vakfın Üsküdar’daki merkezinde düzenlendi.

Editörlüğünü Doç. Dr. Ömer Faruk Tekdoğan’ın yürüttüğü rapor, Türkiye ekonomisine dair 17 farklı tematik alanda yapılan analizleri bir araya getiriyor. İş gücü piyasası, para politikası, gelir dağılımı, sanayi, tarım ve finansal piyasalar gibi başlıklar altında toplanan veriler; hem mevcut ekonomik durumu hem de yapısal eğilimleri değerlendiriyor.

Toplantıda konuşan Doç. Dr. Tekdoğan, raporun yalnızca veri odaklı bir değerlendirme sunmadığını, aynı zamanda politika yapıcılara yönelik öneriler de içerdiğini vurguladı. Akademik yaklaşımlarla hazırlanan çalışma, alanında uzman birçok akademisyenin katkısıyla şekillendi.

Raporda öne çıkan bulgular arasında, küresel çapta devam eden ekonomik ve siyasi belirsizliklerin Türkiye ekonomisini nasıl etkilediğine dair detaylı analizler yer aldı. 2020 sonrası dönemin belirsizlikleri; Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, Avrupa'daki siyasi dalgalanmalar ve ABD seçim süreciyle birleşerek, hem Türkiye hem de dünya genelinde ekonomik istikrarın kırılganlaştığını ortaya koydu.

Sanayi sektörü özelinde yapılan değerlendirmede, sanayi üretiminin finansal piyasalara göre geri planda kaldığına dikkat çekilirken; firmaların finansman stratejilerinde riskten kaçınma eğiliminin arttığı belirtildi. Şirketler arası ticarette ön ödeme taleplerinin yükselmesi ve krediye erişimin zorlaşması gibi bulgular, girişimcilik alanındaki dönüşümleri yansıtıyor.

Finansal piyasalar üzerine katkı sunan Dr. Bekir Eren ise Türkiye’nin iç piyasalarında istikrarı sağlamak adına atılan adımların olumlu etkilerini vurguladı. Özellikle enflasyon hedefli politikaların, döviz kuru ve piyasa faizleri üzerindeki belirleyici etkisine dikkat çekildi.

Salgın sonrası yeni dönem ve küresel ekonomik kırılganlıklar

Rapor, salgın sonrası dünyada belirsizliklerin devam ettiğini ortaya koyuyor. Rusya-Ukrayna Savaşı, Gazze’ye yönelik saldırılar ve Batı’daki siyasi dalgalanmalar; küresel ölçekte ekonomik kırılganlığı artırdı ve ülkeleri daha tedbirli para ve maliye politikaları izlemeye yöneltti.

Pozitif büyüme ancak azalan hız

Türkiye ekonomisi, salgın sonrası dönemde birçok ülkeye kıyasla pozitif bir büyüme ivmesi yakaladı. Ancak 2024’te sıkı para ve maliye politikalarının etkisiyle büyüme temposu yavaşladı. Raporda, bu durumun uzun vadeli planlarla uyumlu ancak sınırlı bir büyüme performansı yarattığı ifade ediliyor.

İşgücü piyasasında gençlerin karşılaştığı güçlükler

Rapor, genç işsizlik oranlarının hala yüksek seyrettiğini, kadınların iş gücüne katılım oranlarının ise istenen düzeye ulaşamadığını belirtiyor. Çalışma çağındaki nüfusun niteliği, kayıt dışı istihdam ve sektörel geçişler gibi konular ön planda.

Enflasyonla mücadele finansal piyasalara yön veriyor

Türkiye’de uygulanan sıkı para politikalarının özellikle bankacılık, döviz kuru ve borsa gibi alanlarda belirleyici olduğu vurgulanıyor. Bu politikaların kısa vadede piyasa istikrarı sağlasa da, büyüme üzerinde baskı oluşturduğu değerlendiriliyor.

Şirketler nakit akışına odaklandı

Finansmana erişimde yaşanan güçlükler, firmaların ödeme vadelerini uzatmasına ve peşin satış taleplerinin artmasına neden oldu. Raporda, girişimcilik ve şirketlerin finansal yapıları üzerindeki baskılara dair tespitler dikkat çekiyor.

  Hibya Haber Ajansı